Anaokulunun Önemi ve Psikodrama Yöntemi ile Öğrenme Süreci

Anaokulunun Önemi ve Psikodrama Yöntemi

Anaokulları, çocukları okul öncesi eğitim döneminde temel eğitime hazırlayan önemli kurumlardır. Bu eğitim kurumları, çocukların sosyal becerilerini geliştirmelerine, arkadaş ilişkilerini sürdürmelerine ve sosyal kuralları öğrenmelerine olanak tanır. Anaokulunda çocuklar, evde yapamadıkları birçok etkinliği arkadaşlarıyla etkileşimde bulunarak gerçekleştirirler. Bu süreç, onların düşüncelerini özgürce ifade etmelerini sağlarken, dil becerilerini de geliştirir. Ayrıca, anaokulunda karşılaştıkları sorunlarla başa çıkmayı ve dürtülerini kontrol etmeyi öğrenirler. Çocuklar, öğretmen denetiminde oyuncakları paylaşmayı, sırasını gözetmeyi, başkaları için bir şeyler yapabilmeyi, yönergeleri takip etmeyi ve sorumluluklarını yerine getirmeyi öğrenerek olumlu davranışlar kazanırlar.

Anaokulları, çocukların bedensel, zihinsel, dilsel, sosyal ve duygusal gelişimlerini destekleyerek onları ilköğretime hazırlama sürecinde önemli bir rol oynar. Bu alanlardaki gelişim, çocukların ilkokula geçişlerini kolaylaştırır. Çalıştığım kurumda, çocukların hem temel gelişimlerine destek olmak hem de ilköğretime hazırlanmalarını kolaylaştırmak amacıyla ‘Psikodrama Yöntemi ile Masallarla Oyun Saatini’ düzenledim. Bu kapsamda, gönüllülük esasına dayanan bir grup oluşturdum. Gruba, 5-6 yaş aralığındaki dört kız ve dört erkek olmak üzere toplam sekiz öğrenci katıldı. Grup çalışmalarını, on hafta boyunca çevrimiçi olarak Zoom üzerinden 50 dakika sürecek şekilde planladım. Amacım, okul öncesi çocukların ilkokula hazırlanmalarını Psikodrama Yöntemi ile desteklemekti.

Psikodrama Yöntemi Nedir?

Psikodrama, insanlar arası ilişkilerin bilimidir ve triadik (üçlü) bir sistemin parçasıdır. Bu sistemdeki unsurlar birbirleriyle ilişkilidir ve ayrılamazlar. Bu sisteme ‘Sosyometrik, Psikodramatik, Grup Terapisi’ denir. Sosyometri, bir grup içinde insanların birbirleriyle nasıl ilişki kurduklarını inceleyen bir yöntemdir. Bu yöntem, insanlar arası ilişkilerin temel ifadesinin çekim (kabul), itim (ret) ve kayıtsızlık olduğu ilkesine dayanır. Bu yöntem aracılığıyla çocuklar, oyun oynarken kimlerle devam etmek istediklerine, kimlerle istemediklerine veya kimleri göz ardı ettiklerine dikkat etmektedirler. Çocuklar, tercih ettikleri arkadaşlarıyla bağlantı kurarken, aynı zamanda birlikte oynayabilecekleri diğer çocukları da bir araya getirerek karşılıklı kabul sağlamaya özen gösterdim. Tercih edilmeyen veya oyunun dışında kalan çocukları, oyun sürecine dahil etmek için rol almalarını sağladım ve bu süreçte onlarla birlikte rol alarak oyun ortamına katıldım. Bu yaklaşım, çocukların oyuna ve gruba bağlanmalarına yardımcı oldu.

İlerleyen haftalarda, çocuklar birbirlerine bağlanmayı öğrenerek grup içindeki bağlantıların artmasına katkıda bulundular. Bu süreçte, çocukların aralarındaki ilişkilerinin geliştiğini gözlemledim. Psikodrama, grup içindeki bireylerin birbirleriyle nasıl etkileşimde bulunduklarını ve iletişim kurduklarını irdelemektedir. Bu yöntemin temel hedefleri arasında, birlikte çalışan kişiler arasında iletişimi ve iş birliğini artırmak, grup içindeki koordinasyonu sağlamaktır. Bu doğrultuda, çocukların birbirleriyle iletişimlerini artırmaya çalıştım. Roller aracılığıyla çocukların birbirlerini tanımalarını ve arkadaş olmalarını teşvik ettim. Oyun sırasında, aralarında iletişim kurmalarına ve iş birliği yapmalarına yardımcı oldum. Ayrıca, roller aracılığıyla çocukların birbirlerine temas etmelerini ve kendilerini ifade etmelerini sağladım.

Grup Terapisi ve Uygulamaları

Grup Terapisi, grup içindeki her bireyi diğerinin yardımıyla harekete geçirerek sorunu ele alır. Bu yöntemle amaçlanan, doğal gruplarda mevcut olan kendi kendini düzenleyen mekanizmaları korumak ve harekete geçirmektir. Bu yöntem aracılığıyla niyetim, farklı sınıflardan gelen ve birbirlerini az tanıyan çocukları, ‘biz’ duygusuyla hareket eden, birbirini seven, destekleyen ve paylaşımda bulunan bir gruba dönüştürmekti. Bu hedef doğrultusunda, gruptaki tüm çocukların oyun süresince roller almalarını sağladım. Aldıkları roller sayesinde birbirlerini tanımalarını, iş birliği yapmalarını ve destek olmalarını sağladım. Oyun sırasında karşılaştıkları sorunlara birlikte çözüm bulmalarına da yardımcı oldum. Çocukların oyuna ve gruba uyum sağlamalarını kolaylaştırmak için roller aldım. Özellikle oyuna geçerken aldığım roller, çocukların birbirleriyle kaynaşmalarına ve bağlanmalarına yardımcı oldu. İlerleyen haftalarda, çocuklar birbirlerine uyum sağlamayı, yardım etmeyi ve grup olarak hareket etmeyi öğrendiler.

Masal ve Oyun ile Öğrenme

Psikodrama Yöntemi’nin önemli bir unsuru olan Masal ve Oyun, çocuklar için bağlayıcı bir rol oynamaktadır. Masal ve oyun, çocukların hayal güçlerini geliştirmekle kalmayıp, aynı zamanda yaratıcı davranış sergilemelerine olanak tanır. Bu süreç, onların kendilerini özgürce ifade etmelerine yardımcı olmaktadır. Kelime hazinelerini, dinleme ve anlama becerilerini geliştirirken, merak ve keşfetme duygularını pekiştirir. Arkadaşlık kurma yeteneklerini ve özgüvenlerini artıran masal ve oyun, aynı zamanda sosyal kuralları öğrenmelerini sağlar. Örneğin, sıra beklemek, izin istemek ve selam vermek gibi sosyal kuralları bu süreçte öğrenirler. Masal ve oyun sayesinde, iş birliği yaparak çalışmayı, dayanışma içinde olmayı, paylaşmayı, duygularını kontrol etmeyi, iletişim kurmayı ve sorumluluk almayı öğrenirler. Çocukların düşünme, algılama, sentez yapma, değerlendirme ve problem çözme gibi zihinsel süreçleri de hızlanır.

Yöntemin araçlarından biri olan İmajinasyon ile çocukların akıllarında ön planda olan imgeleri zihinlerinde canlandırmalarını sağladım. Bu yolla masallarda, kimi zaman bildikleri, kimi zaman bilmedikleri yerlerde farklı canlılara dönüşebildiler. Masallar ve oyunlar sırasında karşılaştıkları her yeni durum karşısında ‘spontan (kendiliğinden) ve yaratıcı’ davranmayı öğrendiler. Bu sayede, ortaya çıkan sorunlara uygun çözümler bulmayı başardılar. Rol canlandırmaları sayesinde, çocuklar kendilerinden farklı özellikleri deneyimleme şansı buldular. Bu deneyim, onların yeni davranışlar ve özellikler kazanmalarına yardımcı oldu. Ayrıca, çocukların daha önce öğrendikleri rollerin (anne, baba vb.) dışında yeni rolleri (yağmur, güneş gibi) deneyimlemeleri sağlandı, böylece rol repertuarları genişletildi.

Grubun Süreci ve Sonuçları

Çalışmalarım boyunca çocuklarla birlikte ‘oyun oynayan’ bir yaklaşım benimsedim. Bu yaklaşım, çocuklarla daha kolay iletişim kurmamı sağladı. Çocukların oyunlarına ‘rol’ alarak dahil oldum. Bu sayede, dışarıda kalan çocukları oyuna dahil edebilme şansı buldum. Çocuklarla oyun oynamak, onların hoşuna gidiyordu. Oyun sırasında rolleri canlandırmam, çocukların aldıkları rolleri taklit ederek oynamalarını kolaylaştırdı. Bu yolla, çocuklar rolleri nasıl oynayacaklarını öğrendiler. Uzaktan eğitim yoluyla bu çalışmayı yaptığım için bazen bilgisayar, tablet ve cep telefonu gibi araçlarda görüntü ve ses sorunları yaşanabiliyordu. Bu gibi durumlarda, masaldan ve oyundan kopan çocukları gözetip, oyuna yeniden bağlanmaları için neler yaptığımızı diğer çocuklarla birlikte anlatıyorduk. Sonrasında kaldığımız yerden oyuna devam ediyorduk. İlerleyen haftalarda, ilk gelen çocuklar diğer arkadaşlarının bağlanmasını bekleyip sohbet ediyorlardı. Bu süreçte, birbirlerini beklediklerini ve dinlediklerini fark ettim. Sohbet esnasında, sevdikleri oyuncakları birbirlerine göstererek bu oyuncaklarla oynamaya başladılar. Ayrıca, gruba gelmeyen arkadaşlarını bana soruyorlardı. Grup saati sona erdiğinde, birbirleriyle samimi bir şekilde vedalaşarak ayrıldılar. Bu süreç, çocukların çalışma boyunca bir grup halinde birlikte hareket etmeyi öğrenmelerine katkıda bulundu.

Çalışmanın başında, grup, farklı sınıflardan gelen ve birbirlerini az tanıyan çocuklardan oluşmaktaydı. Bu çocukların aralarındaki iletişimi artırmak ve onları bir gruba dönüştürmek temel hedefimdi. Bunu sağlamak için masalları ve oyunları bir araç olarak kullandım. Çocuklara, sevebilecekleri ama daha önce hiç duymadıkları masalların başlangıcını hayal gücümü kullanarak sundum. Somut bir yer ile başlamak, çocukların zihinlerinde masalı canlandırmalarına yardımcı oldu. Bu bağlamda, çöl, bodrum katı, çatı katı, bahçe veya ada gibi yerleri detaylı bir şekilde anlattım. Bu yöntem, çocukların hayal gücünü kullanmayı öğrenmelerini sağladı. Masalın geçtiği yerle ilgili çocukların fikirlerini ve önerilerini aldım. Hangi canlıları oynamak istediklerini de sordum. Çocukların fikirlerini almam, kendilerini ifade etmelerine ve iletişim kurmalarına yardımcı oldu. Bu süreç, birlikte ürettikleri masallardan zevk almalarına yol açtı. Masalları dinleyip takip etmeleri, dikkatlerini artırdı.

Masallarda geçen farklı canlıların rollerini canlandırmaya başladığımda, bu rolü oynamak isteyen çocuklardan birine verdim. Rolü verdiğim çocuğa, kiminle birlikte oynamak istediğini sordum. Eğer tercih ettiği arkadaşı birlikte oynamayı kabul ediyorsa, çocukları birbirine bağlantılandırdım. Bazen de, birlikte oynayabileceğini düşündüğüm çocuklara roller verdim. Çocuklar kabul ederse, onları da birbirine bağladım. Bazı çocuklar tanıdığı arkadaşlarıyla oynamayı tercih ederken, bazıları hem cinsleriyle oynamak istiyordu. Çocukların rollerini, birlikte oynayabilecekleri şekilde vermeye çalıştım. Örneğin, çölde geçen bir masal ile başladığımda, ‘deve’ rolünü bir çocuğa verdiğimde, birlikte oynayacağı diğer bir arkadaşa da aynı rolü veriyordum veya tamamlayıcı roller veriyordum. İlerleyen haftalarda, çocuklar birlikte oynamak için hangi rolleri almak istediklerini bana söylemeye başladılar, bu durum onların uyum içinde oyun oynamalarını sağladı.

Çocukların birbirlerine bağlanmalarına ve grup içinde bağlantıların oluşmasına katkı sağladığını gözlemledim. Zamanla çocuklar birbirlerine isimleriyle hitap etmeye başladılar. İlerleyen haftalarda, çocukların ilişkilerinin geliştiğini fark ettim. Çocukların, rol canlandırmalarında daha fazla özgüven kazandığını gözlemledim. İlerleyen haftalarda, öğretmenlerinden aldığım geribildirimler doğrultusunda, çocukların sınıfta çıkan sorunlara daha kolay çözüm bulabildiklerini öğrendim. Bu, grup çalışmasının olumlu bir sonucuydu.

Son grup çalışmamı, öğrencilerimin annelerini davet ederek gerçekleştirdim. Anneler, çocuklarıyla birlikte rol almalarını ve oyuna dahil olmalarını istedim. Anneler heyecanlıydılar ve seve seve çocuklarıyla birlikte çalışmaya katılmak istediklerini belirttiler. Çocuklar, anneleri katıldığı için heyecanlıydılar. Anneler, çocukları hangi rolü alıyorsa, kendileri de aynı rolü alarak oyuna eşlik ettiler. Çocuklar, rolü nasıl oynayacaklarını annelerine göstererek yardımcı oldular. Bu sayede anneler, çocuklarını izleyerek rolü canlandırmayı öğrendiler. Zamanla anneler, rollerini daha rahat oynamaya başladılar ve bazen kendi hallerine gülüyorlardı. Çocuklar, oyunun içinde öneriler ve çözümler getirdiklerinde anneleri de onlara yardımcı oldular, bu sayede hem oyunun akışının devam etmesini sağladılar hem de çocuklarının yapıcı bir yaklaşım göstermelerine yardımcı oldular. Çalışmamızın sonunda, birbirlerine ve bana teşekkür ederek, samimi bir vedalaşma ile ayrıldılar. Çocukların, grup süreci boyunca olgunlaşarak büyüdüklerini gözlemledim. Her biri yıl sonunda okulumuzdan ilkokula başlayabilecek durumda mezun oldular ve mezuniyet töreninde diplomalarını mutluluk içinde aldılar.

İlginizi Çekebilecek Diğer Konular

Post navigation

Yorum Bırakın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Verified by MonsterInsights